uzun bir sonbaharın ardından: mukaddime
geçen sene bu zamanlardı. bosna'daydım. sonbaharın habercisiydi. hisar'da, talebelik hayatında, süregiden tempomda. hakikaten de öyle oldu. uzun bir fade-out dönemi yaşadım. genel olarak kasvetsiz ve huzurluydu. döndükten sonra da aşağı-yukarı bu haleti ruhiye sürdü. hatta bir kavle nazaran bu durum dönemeyişime dalalet imiş. şimdi mevsimlerden güz, ışa dönmede. artık, muhasebe vakti. bizim icin hissiyatla, teessürle, tefekkürle dolu, ziyadesiyle kırılgan bir fasıl olacagğa benziyor. çok şey yaptık, bir o kadarını da yapamadık. şahitliklerimiz ve şehadet edemediklerimizle, ses yükselttiklerimiz ve ses çıkaramadıklarımızla, ayagğa kalktıklarımızla ve yere kapaklandıklarımızla bir sürü şey, an. lisedeyken, dünyanın, memleketin pek de oöyle ufakken, çocukken anladığımız bildiğimiz türden bir müslümanlıkla, islamla, dincilikle dönmeyeceğini fark ettiydim. bu fark'ın yarası derindir. başka bir yol, yordam macerası, başkalıklar arayışı bizi uzun, ince, garib bir yola soktu. ...