Mehmet Efe bizi yine canevimizden vurdu. Ben daha ne diyeyim... Malatya’lı bir kızdı çocuktum ilk sevdiğim sağlık memurunun kızı ilk manim ilk ezberim koluma jilet bastım yazın göreyim diye sevdiğimi demek için tükenmez kalemler öptüm ona şiirler yazıp tükettim her birini fotoroman okumakla suçladı geçti beni hiç bilmezdim fotoromanları halbuki yüreğim gırtlağımda vardım İstanbullara seneler sonra gördüm bir sıla ziyareti büyümüş memur olmuş işgal bankalarında ordu darbe yapsa diye dua edermiş hatta utandığım cizlavetler geliverdi aklıma sevdiğime hamdettim döndüm gurbet eline muhacir bir kız sevdim fakülte kapısında başında iffetiyle hunharca copladılar sınavı kaybedince ona dergi çıkardım Sezen Aksu dinleyip tekbirler getirirdik beyaz çitlerle çevrili bir ev istermiş meğer dergim toplatılırken bir memurla evlendi cebim tam takır çıktım ağır ceza önüne evlen benimle diyen bir kız kesti yolumu endamı küstürürdü kaysı ağaçlarını serdim kırık kalbimi ayakları dibine Bağdat bombalanı...