bu daha başlangıç*
*hadi ordan yok öyle bişey! sonlardan ve başlangıçlardan değil de süreçlerden ve sürekliliklerden müteşekkil, döngüsel bir tarih anlayışıyla tedrisattan geçtik. boğaziçi tarih'te geçirdiğimiz yılların öğrettiği böyle özetlenebilir. "aklın kötümserliği ve iradenin (kalp diye şerh düşmeli belki Beckett'e) iyimserliği" ile matuf itikadımız, ancak bu bitimsiz tarih anlayışı ile ayakta durabilecek kadar zayıf ve kırılgan zira. insanın kendisiyle, geçmişiyle, hafızasıyla yüzleşmesi zor. kendini anlatması, dile getirmesi müşkil. en başta enaniyet, nefsani birşey. sağolsunlar ki insanın kendini derleyip düzeltmesi için dostlar var, hatırlatacak. işte birkaç yıl önce hayatımda aldığım en kıymetli, hatırladığım kadarıyla tek ve isterim ki son doğum günü hediyesinden, sağda-solda, bilhassa mail gruplarında yazdıklarımı iki kapak arasında toparladıklarında benim de yüzlecek bir "şey"im oldu. oldu tabii, fakat dostlarla, onlar sayesinde var ve mümkün oldu. 28...