Kayıtlar

Ocak, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

bu daha başlangıç*

Resim
*hadi ordan yok öyle bişey! sonlardan ve başlangıçlardan değil de süreçlerden ve sürekliliklerden müteşekkil, döngüsel bir tarih anlayışıyla tedrisattan geçtik. boğaziçi tarih'te geçirdiğimiz yılların öğrettiği böyle özetlenebilir. "aklın kötümserliği ve iradenin (kalp diye şerh düşmeli belki Beckett'e) iyimserliği" ile matuf itikadımız, ancak bu bitimsiz tarih anlayışı ile ayakta durabilecek kadar zayıf ve kırılgan zira. insanın kendisiyle, geçmişiyle, hafızasıyla yüzleşmesi zor. kendini anlatması, dile getirmesi müşkil. en başta enaniyet, nefsani birşey. sağolsunlar ki insanın kendini derleyip düzeltmesi için dostlar var, hatırlatacak. işte birkaç yıl önce hayatımda aldığım en kıymetli, hatırladığım kadarıyla tek ve isterim ki son doğum günü hediyesinden, sağda-solda, bilhassa mail gruplarında yazdıklarımı iki kapak arasında toparladıklarında benim de yüzlecek bir "şey"im oldu. oldu tabii, fakat dostlarla, onlar sayesinde var ve mümkün oldu. 28

Em ji bîr nakin !

Ocak

Kederlendik, sittir çektik, tasfiye ettik. "Eylül"den bu yana bir arpa boyu yol gittik. Hafızaya ve buraya not düştüklerim okundu, tartışıldı, yorumlandı. Dillendirilen ve dile getiril(e)meyen tepkiler aldı. Nihayetinde bu tartışma, çevremde gördüklerime, yeni Türkiye'nin tahakküm biçimlerindne birine dairdi. Hem kişisel, hem politik, hem de pek dillendirmeye cesaretimiz olmayan hikayelerden aldı ilhamını. Bu yılını biriktirdikleri de biraz tortusu oldu, mesele uzadı. Newroz'u saymazsak ikibinonüç zordu, yordu. Eylül'le başlayan bu serinin arkasında biraz da bunun zemherisi, boranı vardı.  Lafı pek de uzatmamak, sakız gibi sündürmemek lazım. Yeni cümlelere başlamak için şimdi noktayı koymak lazım.   Sözü hitama erdirirken, "aklın kötümserliği"nin yerini "iradenin iyimserliği"ne bırakarak duamızı edelim. Tamam bir parça klişe olacak, çokça tüketildi ama olsun, kıymetinden birşey yitirmez, dünya döndükçe bize söyleyeceği var bu dizelerin. E