iki filim: i, daniel blake & fürûşande
Çağrı merkezleri, saçma sapan formlar, prosedürler, prospektüsler, bitmek bilmeyen online randevular, sinir bozan müşteri hizmetleri. Bir sorumsuzluk rejimi olarak kapitalizmin illet eden, süründüren, ilanihaye öldürebilen yeni yönetişim teknikleri. Yoldaş Ken'in son filmi, hikayeyi buradan yakalamayı beceriyor, ama gerisi 40 yıllık Loach sinemasının sıradan bir halkası niteliğinde ve kesinlikle iyilerinden değil. Hele palmiyelik hiç değil. Filmin metni ve içeriği güncel. Marksizmin güncelliğini tartışmaya lüzum yok. Avrupada sosyal devletin çöküşünün yarattığı derin buhranın bu aciliyeti arttıracağı da aşikar. Toplumsal bir metin olarak film bu manada da başarılı bulunabilir. Fakat bu, nihayetinde film sanatını tarttığımız ölçütlere göre vasat bir rejiyi telafiye yetmiyor. Palmiye başka, Marksizm başka. Onun için hoşuma gitse, film olarak iyi bulmadım. Bisiklet Hırsızları ya da Yılmaz Güney'vari, sınıf çelişkisini sıklıkla trajediye tahvil eden, fukaralıktan kötü yola düşen...