festival filmleri

11 ayın sultanı geldi çattı.
şimdi liste tacizlerini baştan savuşturmak maksadıynan beğendiklerimi buraya koyayım.
artık imkanlar dahilinde örgütlenir seyredilir vs. bu sene genel anlamda kabus değil gibi.
bakalım nasıl çıkçak filmler.

press 90'lar, kürdistan, özgür gündem...fazla söze hacet yok...
siyah venüs abdellatif kechiche kardeşimiz 18. yy. sömürge tarihine eğiliyor, fuko fuko fuko
insan kaynakları müdürü
kanunsuzlar rachid bouchareb fransa'nın kolonyel mirasiyla hesaplaşıyor, mekan 60'lar cezayiri'
kırık midyeler seyfettin kardeşimizin ilk filmi, merak ettik...
zefir poyraz'ı pek beğenmemiştim, bundan da ümitli değilim ama bi bakalım, görüntüleri iyi...
şiir vaha'ya hasta olmuştuk, buna da bakçaz. kore'den efendi işler de çıkıyo böyle
bir ayrılık asghar farhadi reis'in berlin'de ayıyı kapan filmi, leyla hatemi var desem...
torino atı bela tarr usta döktürmüş yine, nietsche'yi çıldırtan atın öyküsü, liseli kardeşlerimize...
şafak cristi puiu 181 dk. döktürüyor, romanyaya bin selam...
artık yıl biraz erotik gözüküyor ama altın kamera almış, bi görelim...
jandarmalar perdede godard seyretmek her zaman kısmet olmaz...
andrey rublev seçkiye bakarken dedim kim seçmiş, şaşırtmadı semih kaplanoğlu...

Yorumlar

Alperen dedi ki…
Öncelikle bizi abuk sabuk listelere bakıp karşılaştırmalar yapmaktan kurtardığın için teşekkür ediyorum. Bir de andrey rublev'le ilgili bir not düşmek istiyorum. Geçen sene ya da bir önceki sene film festivali için biletlerimi almıştım, heyecanla salonlara akın ediyordum. Bu da üstad Tarkovski'nin filmi falan diye büyük bir dikkatle izlemeye başladım ama bir süre sonra kontrolümü kaybedip sızmaya başladığımı farkettim. Yaklaşık3 saat uyku ile uyanıklık arasındaki zorlu bir süreçten sonra film bittiğinde hay ağzına noldu burda şaşkınlığı içindeydimki, Semih Kaplanoğlu'nunda izleyiciler arasında olduğunu hatırladım, salonda Renk sinemasıydı ya da beyoğlu. Tabi ki bir parçam olmaktan ziyade genelde beni peşinden sürükleyen ve bana yön veren merakım, lan bu filmde ne vardı sorusunu tatmin etmem için bana bastırdı. Bende genelde eylemlerde kullandığım bir taktik olan, e.k'nın yanında bulunarak işi çözümleme taktiğimi, sinema çıkışı İstiklal'de Kaplanoğlu'nun peşine takılarak gerçekleştirdim. Allah'tan yanında önemli talebelerinden mehmet'te vardı ki, film hakkında knuşmaya başladılar. Vay işte şu sahneyi nasıl çektiler, bunu çekerken acaba kaç yaşındaydı tabi mehmet ister istemez kendi yaşıyla bir hesaba da girdi:), geceydi tabi aklımda da çok bir şey kalmadı ama bugün görüyorum ki kaplaoğlu'nunda filmi tekrar gösterilmesi için seçmesi hayranlığı gösteriyor. Ben de tekrardan Bismillah diyebilirim ama yanımda bi sinemacı olsun bu sefer:)
selim ka dedi ki…
ahhahah

lan turin ati yok burda gelmiyor aq

ccc arka siradakiler ccc
hanzalan dedi ki…
genco yani artık festival anıların bile var. seni paris'in sinemalarında meylerderken görmek istiyoruz.
bir dedi ki…
izlediğim kadarıyla güzel liste, eyvallah.
ama filmcilere erotizm caiz mi oluyormuş hocam?
hanzalan dedi ki…
ukelalıga mahal yok bir'im. erotizm herkese memnu, otosansür herkese mümkün. biz arzunun değil estetiğin peşindeyiz, sen rahat ol geniş davran. gündeliğin pornografisinin tadını çıkarmaya bak...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül

Hakikati söylemek, toplumu savunmak

düğün ve nikahlara neden icabet etmiyorum