`zaten guzel seyler hep bizim taraftaydi`



bir sene gecmis aradan, sanki daha cok gib. ama zaman goreli, malum. sezonun son oyunu hesabi bi daha gidelim dedik. yedeklerden de bilet cikmis hazir. sicaktir, sezonsonudur, araya giren zamandir performans bi tik dusuktu ama ilk defa seyreden birisi icin gorulebilir degil. yahut ben tekrar gittigim icin bana oyle geldi. e zaten film degil bu ya.

hikayenin orta sinif hipster iliski gerilimi kismi bu sefer epey iyi geldi bana. gecen sefer daha ziyade ayse'nin monologuna, haliyle ikinci parta odaklandiydik. simdi bu kisimda ses, nefes, mirilti butun o ic gerilimler. evcilik kafalari, sahtekarliklar vs. artik buyuk sehirlerde (ve muhtemelen belki dahi tasrada da) bir avuc degil epey bir guruh olan, beyaz orta sinif, egitimli ciftlerin fantastik hayatlarina baya neste kivaminda. cok Haneke kafalarinda bu kisim. patlamalar, basa sarmalar, kesilmeler. diyalogyazimi senaryodan bile iyi olabilir diye dusundum kimi yerlerde. tabi aralardaki detaylar biraz asinmisti bu seyirde ama zaten hikayeye bi sure sonra o kadar kaptiriyo ki insan oyunu unutuyo.






tabi ayse ve orhan'in sinifsal ayrismasinin mevzuya etkisi epey bariz, ama iste arada beklenmedik noktalarda zuhur eden epistemik anlar, herkesin hakikat rejimini nasil insa ettigine dair referanslar ve bunlarin pek de birinin digeri uzerine degil bi o karaktere bi bu karaktere tadinda sarkac gibi ilerledigi yapi epey iyi. hic bir noktada bizi dikotomik bir ayrima suruklemiyor. ozellikle orhan ayse'yi kovduktan sonra kapida gecen kisimda, ayse'nin agir laflari baya yikici. 'abici sizin iciniz hep kendinizle dolmus, hickimseye yer kalmamis'







ses ve soz meselesi tabii bizim son tartismalarin uzerine epey yikici ve kafa acici oldu haliyle. duymak, dinlemek ve 'ciglik'lar. sahte ile hakiki olani ayrismasi gibi epey epistemik, epey dinci durumlar. bu sefer daha iyi geldi bana. itikadi sorgulamalar, bu sefer daha siritti gozume ama finaldeki nine kissasiyla zaten olay mitralyoze baglandigindan cok da irgalamiyor. 'ben herkesten korktum, ama ninemi dinledim' diyor ya ayse, zaten orada referans asikar oluyor yani, gerisi kil-yun.

ali'ye camida namazdayken malum olan hissiyatlar, aynisini ayse'nin de hissedisi ama orhan'la abla'nin bi bok hissedemeyisi, hirslari, egolari 'cogalan' fantezileri oyunun (filmin diyecegim geliyor) tarafinda durdugu metafizik derinligin de isareti. en metin, baska bir hakikatin imkanini isaret ediyor, kaynagina cagiriyor bizi; yahut ben oyle gormek istiyorum. bunun da gelip dugumlendigi yerin ses ve soz olusu da tum bu tartismalari
daha da katmanli bir hale getiriyor. tadi yenmeyen kismi da orasi.




oyun epey iyi. hakikat meselesine getirdigi tartisma, sinifa getirdigi agir elestiri, iliskiye dair hikayesi insani baya dayak yemise ceviriyor. bi ucuncu defa gitmeyi bile dusunebilirim. gelecek sezon oynarlarsa.

'film bitti, yazilar cikti adim yok...'

'kimse ciglik atmadi benim icimde'



Yorumlar

Alperen dedi ki…
Utanmadan bi de üçüncü sefer giderim demişin Mustafa, adam der ki, şu kardeşimizi de alıp götürelim bi görsün. Ben bu konularda sana tabi olmuşum,hesabı da senden sorulur:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül

Hakikati söylemek, toplumu savunmak

düğün ve nikahlara neden icabet etmiyorum