Küf





MAFM sağolsun filmi seyredebildik, DVD de olsa 4K projeksiyonda sinema tadı oluyor, film de 35 mm imiş, hem de Fuji pelikül, Fono laboratuvar, daha ne olsun, özlemişiz. Film güçlü, sıkıntılarına rağmen dişli bir film. Ama sonuna gelince baştaki iddiasını biraz yitiriyor ne yalan söyleyeyim.

Ercan Kesal'a olan alerjim giderek hayranlığa dönüşüyor. Bir filmini daha seyredersem herhalde gidip beraber çalışalım abi diyecem. Peri Gazozu'nu okuduktan sonra biraz daha aşikar oldu ki adamdaki antropolojik malzeme derya deniz. O hazineye otuz sene oyunculuk yapsa yine eskimez. Tiyatrocu değil, tekniği yok, ama bu haliyle de epey iyi iş çıkarıyor.

Filmin sorunu politik hikayesini çok ön plana çıkarmayayım derken iyice arka plana itmesinde. Kayıp hikayesini büyük şehir yerine taşraya taşıyıp pastoral bir peyzajın önüne dikmek kötü değil, bir tür Sonbahar projesi, ki onun kadar epik ve dramatik değil. Sakin gidiyor. Fakat sükunetinin kaynağındaki frankofonik kötücüllük sorunlu. NBC sinemasına bağlamayacam hayır, fakat bana nedense Erden Kıral'ın Yük'ünü hatırlatan böye kötü taşra insanları, boyutsuz, derinliksiz karakterler güçlü atmosfere rağmen hikayeyi toparlayamıyor.

Hal böyle olunca, oğlunu arayan babanın meselesi kendi içinde bir hesaplaşamama hali doğuruyor, 18 yıl sabırla, çileyle bekleyen adam sanki koca TC'ye mukavemet etmemiş gibi bir ufak dedikoduyla çöküyor, oğlunu kaybeden TC'ye bileneceğimize adamın vicdani hesaplarının ortasında kayboluyoruz. Ölememesinin bedelini oğlunun ödemesindeki kurban diyalektiği iyi, fakat matematiği pek çözülememiş öyle bir sorun var. Yani İsmail'ini kurban etmek istemeyen bir İbrahim durumu var, fakat burada mevzu biraz tersinden gidiyor. Tevekkül yok yani.

Filmin girişindeki yaklaşık 11 dakikalık efsane diyalog sahnesi ise olağanüstü. Tek başına kafi, bununla beraber film bu sahnenin hakkını vermekte zorlanıyor. Bir de sondaki morg sahnesi dehşetengiz. Ulan TC biz senle ne bu dünyada ne öteki dünyada imkanı yok helalleşemeyiz. Kafirler için yaşasın cehenennem demek istiyorum, kaybedenler kaybedecek inşaallah. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül

Hakikati söylemek, toplumu savunmak

düğün ve nikahlara neden icabet etmiyorum