dekadans
bundan 10 sene evvel imis. partiyi kurmuslar. o zaman numan'in oglunun sunneti falan vardi hatirliyorum. hoca'yla tayyip'i yanyana otururken gorunce demistim 'ulan bu kartelciler de ne sisiriyolar' deyu. bu islere kafamizin basmadigi o gunden belliymis. bi aya kalmadi partiyi kurdular, tabelayi ciktilar. adalet ve kalkinma partisi, kisaltmasi da akparti. babam duyunca gayet mustehzi bi sekilde 'parayi akbank mi veriyomus' diye dalgalandiydi.
koprunun altindan sular cabuk akti, biz hayhuy diyene kadar abiler tek basina iktidar oldular. cagalogluna yeni baslamisiz, iste ufaktan bi nanelendiydi secim gunu sinif hatirliyorum. kemalist hocalar memleket elden gidiyora abandilardi. ama tum lise boyunca teskere gundemi disinda oyle ortalikta bisi oluyo gibi gelmediydi. ta ki cumhurbaskanligi secimlerine dek. iste takriben bizim universite yillarimiz.
o zamana kadar daha gomlek tartismasi yapiyoduk. tayyip'in degistine medya falan da kaniydi, zira 28 subat olmus, herkes pert edilmisti. ne var ki cumhurbaskanligi secimlerinde ip koptu. rejim butun refleksleriyle surece direndi, tas koydu. arada planlar ucusmaya baslamisti. sonra iste bilimum muhtiralar kil yun.
akpartinin ciddiyeti biraz ergenekonla belli oldu. semdinli vakasinda, nokta dergisinin tefrikalarinda hukumet kilini bile kipirdatmadi. hrant'in katlinde de hakeza. fakat dava bir sabah ansizin patlak verdi. kemal alemdaroglu'nun gozalti goruntulerini seyrederken bi tuhaf oldum. hakkaten adalet tecelli mi ediyordu, 28 subat'in rovansini aliyor muyduk, yoksa bi perde kapanip baskasi mi aciliyordu.
karar vermek icin belki erkendi ama surec zaman icerisinde kendini gosterdi, referandumda saflar iyice netlesti.
akp'nin ne idugune dair kafamda bikac net kare. bi tanesi teskere idi, tabana ragmen is olmadi. namusu kurtardik. tekel sureci bu abilerin hakkaten nereye calistiklarina dair net bi tabloydu. bi de 2006 mart serxildan sureci var, 'kadin da olsa cocuk da olsa'...
zaten turnusol kagidim da biraz kurt meselesi. tayyip reis bu noktada hic merhamet gostermedi. ahmet hoca'nin dis politika gaziyla biraz acilima falan giristilerse de hic mert oynamadilar. 2002]den beri suren butun ateskeslere karsin hep gormezden geldiler. daglica'dan sora da artik surec kontraya evrilmeye basladi. partiyi hic muhatap almadilar, hep burunlarina gore gittiler. ki son ozel harekat konsepti, bayramdan sora ebenizi gorceniz tehditleri de oraya dogru. bunu hic anlamadim, ama cihan hoca diyor ki taban milliyetcilesti, guney kurdistan ciddi bi paranoya yaratti.
ergenekon macerasi, kck ile beraber okununca yeni TMK marifetiyle kurgulanan bir rejim degisikligi manevrasina donusmus durumda. maziyle hesaplasmaktan, hafizayi temizlemekten ziyade sistemik bir operasyon durumunda. derin devletin esas magdurlari bu surecten bi fayda gormediler. muslumanlar icin de benzer bi hesaplasmanin tam manasiyla gerceklestigi soylenebilir mi emin degilim. zira surecin faili biz degiliz, kimin had ve hesabina olduguysa gayet belirsiz.
basindan beri tum bu planlarin, belgelerin, yargilamanin nasil 'mumkun' olabildigini hic anlamadim. biz derin devletle yasamaya alismistik. bunlar en fazla arastirmaci-gasteci kitaplarinda yazilir, mumcu gibi cok gagislayanlar infaz edilir, 3-5 tantana kopar unutur giderdik. nolmustu da simdi kirli camasirlar ortaya sacilir olmus, uc kuruslu gasteler tefrika tefrika askeri belgeleri sizdirir olmustu.
degirmenin suyunun nerden geldigini hala anlamis degilim. ama bi siyah kedi gecti galiba, biz onu gormedik, sistemin rekonfigure edildigi muhtemeldir. bu konfigurasyonun neresinde durdugumuzsa biraz muamma.
akp tecrubesi milli gorusten bu yana suren islamci siyaseti bambaska bir yere donuste. kimlikten ve tasavvurdan ziyade arzularin ve iktidarin diline eklemlenme sureci olarak adlandirilabilecek bu macerada muslumanlar izzetlerini ve sereflerini yitirerek oyunu surduruyorlar. islamci siyaset onmaz lekelere bulastigi gibi bizzatihi islami paradigmanin kendisi de kirli islere bulasmis oldu. dolayisiyla alternatif olma, kurtulus olma iddiasi bu noktadan sonra baska bir dile tercume edilmeden masaya konacak gibi degil. ote yandan yillar boyunca iktidarsizlikla terbiye edilen mutedeyyin kitlelerin simdi de iktidarla terbiye ediliyor olusu ortaya garabet ve trajik bir tablo cikarmakta.
akp muslumanlari kemalistlestiren bir tecrube oldu. kuresel sisteme entegre olup kemalist rejimi tasfiye ederken, iktidar aygitinin aurasi yeni bir tur kemalizm yaratmaya da yetti. 3. devrede populist bi sekilde dolasima giren ve dozaji artan islami soylem, bu superpragmatist, totaliteryan, neoliberal siyasetin payandasi haline geldi. ki isin pis tarafi da bu. akparti islamcilarin 40 senede elde ettikleri tum siyasi sermayeyi, klasik sag-muhafazakarliktan statukoculuktan ayristigi, musahhas bir hat cizdigi tum birikimi 10 senede harcadi heder etti. bundan sonra insan icine cikmak baya zor gozukuyor.
express'in 'polis devletinin ayak sesleri' kapakli son sayisinda, demokrat yargi dernegi baskani orhan gazi ertekin abiyle 16 sayfalik kallavi bi roportaj var. cihan tugal'dan sonra akp tecrubesine dair okudugum en zihin acici metin diyebilirim. ertekin'den aktararak, hsyk secimleri surecinde, musluman bir hakimin soyledikleriyle noktalayalim madem, herseye ragmen umud dimdik ayakta kabilinden;
"ben ne olursa olsun kazanmak istemiyorum. eger oyle bir derdim olsaydi kemalistlere katilirdim. degisen birsey olmayacaksa, onlarin yerine siz gelecekseniz, ahval devam edecekse benim kazanmamin hicbir anlami yoktur. ben seytanla isbirligi yapmam, imanim buna musade
etmez..."
gunun anlam ve onemine binaen koma amed'den geliyor efenim; zindana diyarbekir
koprunun altindan sular cabuk akti, biz hayhuy diyene kadar abiler tek basina iktidar oldular. cagalogluna yeni baslamisiz, iste ufaktan bi nanelendiydi secim gunu sinif hatirliyorum. kemalist hocalar memleket elden gidiyora abandilardi. ama tum lise boyunca teskere gundemi disinda oyle ortalikta bisi oluyo gibi gelmediydi. ta ki cumhurbaskanligi secimlerine dek. iste takriben bizim universite yillarimiz.
o zamana kadar daha gomlek tartismasi yapiyoduk. tayyip'in degistine medya falan da kaniydi, zira 28 subat olmus, herkes pert edilmisti. ne var ki cumhurbaskanligi secimlerinde ip koptu. rejim butun refleksleriyle surece direndi, tas koydu. arada planlar ucusmaya baslamisti. sonra iste bilimum muhtiralar kil yun.
akpartinin ciddiyeti biraz ergenekonla belli oldu. semdinli vakasinda, nokta dergisinin tefrikalarinda hukumet kilini bile kipirdatmadi. hrant'in katlinde de hakeza. fakat dava bir sabah ansizin patlak verdi. kemal alemdaroglu'nun gozalti goruntulerini seyrederken bi tuhaf oldum. hakkaten adalet tecelli mi ediyordu, 28 subat'in rovansini aliyor muyduk, yoksa bi perde kapanip baskasi mi aciliyordu.
karar vermek icin belki erkendi ama surec zaman icerisinde kendini gosterdi, referandumda saflar iyice netlesti.
akp'nin ne idugune dair kafamda bikac net kare. bi tanesi teskere idi, tabana ragmen is olmadi. namusu kurtardik. tekel sureci bu abilerin hakkaten nereye calistiklarina dair net bi tabloydu. bi de 2006 mart serxildan sureci var, 'kadin da olsa cocuk da olsa'...
zaten turnusol kagidim da biraz kurt meselesi. tayyip reis bu noktada hic merhamet gostermedi. ahmet hoca'nin dis politika gaziyla biraz acilima falan giristilerse de hic mert oynamadilar. 2002]den beri suren butun ateskeslere karsin hep gormezden geldiler. daglica'dan sora da artik surec kontraya evrilmeye basladi. partiyi hic muhatap almadilar, hep burunlarina gore gittiler. ki son ozel harekat konsepti, bayramdan sora ebenizi gorceniz tehditleri de oraya dogru. bunu hic anlamadim, ama cihan hoca diyor ki taban milliyetcilesti, guney kurdistan ciddi bi paranoya yaratti.
ergenekon macerasi, kck ile beraber okununca yeni TMK marifetiyle kurgulanan bir rejim degisikligi manevrasina donusmus durumda. maziyle hesaplasmaktan, hafizayi temizlemekten ziyade sistemik bir operasyon durumunda. derin devletin esas magdurlari bu surecten bi fayda gormediler. muslumanlar icin de benzer bi hesaplasmanin tam manasiyla gerceklestigi soylenebilir mi emin degilim. zira surecin faili biz degiliz, kimin had ve hesabina olduguysa gayet belirsiz.
basindan beri tum bu planlarin, belgelerin, yargilamanin nasil 'mumkun' olabildigini hic anlamadim. biz derin devletle yasamaya alismistik. bunlar en fazla arastirmaci-gasteci kitaplarinda yazilir, mumcu gibi cok gagislayanlar infaz edilir, 3-5 tantana kopar unutur giderdik. nolmustu da simdi kirli camasirlar ortaya sacilir olmus, uc kuruslu gasteler tefrika tefrika askeri belgeleri sizdirir olmustu.
degirmenin suyunun nerden geldigini hala anlamis degilim. ama bi siyah kedi gecti galiba, biz onu gormedik, sistemin rekonfigure edildigi muhtemeldir. bu konfigurasyonun neresinde durdugumuzsa biraz muamma.
akp tecrubesi milli gorusten bu yana suren islamci siyaseti bambaska bir yere donuste. kimlikten ve tasavvurdan ziyade arzularin ve iktidarin diline eklemlenme sureci olarak adlandirilabilecek bu macerada muslumanlar izzetlerini ve sereflerini yitirerek oyunu surduruyorlar. islamci siyaset onmaz lekelere bulastigi gibi bizzatihi islami paradigmanin kendisi de kirli islere bulasmis oldu. dolayisiyla alternatif olma, kurtulus olma iddiasi bu noktadan sonra baska bir dile tercume edilmeden masaya konacak gibi degil. ote yandan yillar boyunca iktidarsizlikla terbiye edilen mutedeyyin kitlelerin simdi de iktidarla terbiye ediliyor olusu ortaya garabet ve trajik bir tablo cikarmakta.
akp muslumanlari kemalistlestiren bir tecrube oldu. kuresel sisteme entegre olup kemalist rejimi tasfiye ederken, iktidar aygitinin aurasi yeni bir tur kemalizm yaratmaya da yetti. 3. devrede populist bi sekilde dolasima giren ve dozaji artan islami soylem, bu superpragmatist, totaliteryan, neoliberal siyasetin payandasi haline geldi. ki isin pis tarafi da bu. akparti islamcilarin 40 senede elde ettikleri tum siyasi sermayeyi, klasik sag-muhafazakarliktan statukoculuktan ayristigi, musahhas bir hat cizdigi tum birikimi 10 senede harcadi heder etti. bundan sonra insan icine cikmak baya zor gozukuyor.
express'in 'polis devletinin ayak sesleri' kapakli son sayisinda, demokrat yargi dernegi baskani orhan gazi ertekin abiyle 16 sayfalik kallavi bi roportaj var. cihan tugal'dan sonra akp tecrubesine dair okudugum en zihin acici metin diyebilirim. ertekin'den aktararak, hsyk secimleri surecinde, musluman bir hakimin soyledikleriyle noktalayalim madem, herseye ragmen umud dimdik ayakta kabilinden;
"ben ne olursa olsun kazanmak istemiyorum. eger oyle bir derdim olsaydi kemalistlere katilirdim. degisen birsey olmayacaksa, onlarin yerine siz gelecekseniz, ahval devam edecekse benim kazanmamin hicbir anlami yoktur. ben seytanla isbirligi yapmam, imanim buna musade
etmez..."
gunun anlam ve onemine binaen koma amed'den geliyor efenim; zindana diyarbekir
Yorumlar