bu blogu açalı beri bana özür dileten birkaç hadise yaşandı. iddia ve kavgamda eskisi kadar şedid ve inanmış olmadığımdan özrü bir gerileme olarak telakki etmeyerek, dilemekte beis görmemiştim. bu notu da bir tür özür mahiyetinde kaleme alıyorum, bunu motive eden biraz mahcubiyet, biraz da kendimi beyan çabası hala, herşeye rağmen. tasvip etmediğim bir fiilin faillerine neden mahcup olduğum ise, herhalde herşeye rağmen bir tür hukuk inşa etmiş olmaklıkla ilgili. dostluk, bu hukuğa dair olandır. evlilik kurumunu riyanın örgütlü hali, kapitalist modernitenin en küçük hücresi, toplumsal normasyonun kurucu rejimi olarak görüyorum. evlilik, bir bakıma aşkın örgütlenme potansiyeline karşı geliştirilmiş bir hamle, adeta bir karşı devrim. dinimizin izdivacı emri, peygamber efendimizin sünneti de durumu kurtarmaya yetmiyor. yediğimiz her bokun kılıfı olmaklık dışında, islam bu organize riya halini de aklayacak bir fenomen değil, belki bilakis ilga edecek bir emr, yıkacak bir cehd. nikah ve
Yorumlar
Bosna'ya gittiğimde bir türlü anlayamadığım bir durum var dı,insanlar Aliya'yı unutmuş gibiydi veya hiç öyle bir dertleri yoktu, o saraybosna'da bir garip mezardı. Sen nedersin Bosna'dan sıcak temaslarla?
Bi de bir türlü çıkmadığım bir durum, o dönem Bosna'daki Mücahidlerin ülkelerinden çıkıp mücadele ettikleri yer onları leş yiyicilerin ortasına atmıştı, ama Aliya inanıyorum ki bunu elinden geldiğince gerektiren adamdı, burada Hz. Musa'yı eleştiren beyinsizlerin durumuna düşmekten Allah'a sığınırım.
Onun dönemi için ne kadar önemli bir adam olduğuna, Bosna Dayanışma grubu vasıtasıyla çok yakın ilişkiler kuran Cevat amcanın her bahsettiğinde saygıyla doğrulmasından imanım tam.
Bu arada benim favori marşlarımdan birinde, Aliya tam 1.dk da ortaya çıkar ve orda beni benden alır.
http://www.dailymotion.com/video/xe1t58_kuyandym-aykyny_music
Video da bi ara Aliya geri çekilir, arkadan gelen komutan tekbir çektiriyor.
O abiyle Bosna'da çay içmiştik:)