Talebelik hayatımız, ilim irfan maceramız kendinden menkul değil, hep bir erek ve kavga bağlamında oldu. Dünyayı anlamak değil değiştirmek olunca mesele, insan belasını buluyor. Bulduk da. Barış, eşitlik, adalet derken hakikat arayışçılarının hikayelerini terennüm etmek nasip oldu, mamostelerimiz oldu yol yordam öğreten. BAK'ın 2012'deki açlık grevleri sürecinden beri bir parçası iken 2015'e gelindiğinde müdafii de olduk. Elhamdülillah. O yetmedi, filimcileri de kattık işine. Duble. Tanıdık tanımadık, memleketin 12 Eylül sonrasında güç bela yetiştirebildiği insan malzemesinin en rafine tabakası, adliyelerde ter dökerken bize gurbette esef etmek düştü. Tuna hocanın yargılayan savunması, bugüne kadar okuduklarım arasında en çarpıcı olan, "suç"unu kabul edip onu savunan tavrıyla ayrışan metin oldu. Bir not da buraya düşelim diye iktibas etmek istedim. Sıramızı bekliyoruz. Pişman değiliz. Buradayız. Savunacağız, yargılayacağız. 28 Şubat 2019, İstanbul 29. Ağır ...
Yorumlar
Bosna'ya gittiğimde bir türlü anlayamadığım bir durum var dı,insanlar Aliya'yı unutmuş gibiydi veya hiç öyle bir dertleri yoktu, o saraybosna'da bir garip mezardı. Sen nedersin Bosna'dan sıcak temaslarla?
Bi de bir türlü çıkmadığım bir durum, o dönem Bosna'daki Mücahidlerin ülkelerinden çıkıp mücadele ettikleri yer onları leş yiyicilerin ortasına atmıştı, ama Aliya inanıyorum ki bunu elinden geldiğince gerektiren adamdı, burada Hz. Musa'yı eleştiren beyinsizlerin durumuna düşmekten Allah'a sığınırım.
Onun dönemi için ne kadar önemli bir adam olduğuna, Bosna Dayanışma grubu vasıtasıyla çok yakın ilişkiler kuran Cevat amcanın her bahsettiğinde saygıyla doğrulmasından imanım tam.
Bu arada benim favori marşlarımdan birinde, Aliya tam 1.dk da ortaya çıkar ve orda beni benden alır.
http://www.dailymotion.com/video/xe1t58_kuyandym-aykyny_music
Video da bi ara Aliya geri çekilir, arkadan gelen komutan tekbir çektiriyor.
O abiyle Bosna'da çay içmiştik:)