kis gunesi

kis gunesi garip birsey, burada bir kere daha fark ettim. biraz kuzey'e veya kara'ya mahsus birsey herhal. benim icin disarisiyla ozdeslesmi, memlekette pek olmuyor. van'da ve diyarbekir'de de hissetmistim gerci istanbulda gunes cikti mi zaten bahar gelmis oluyor.

kusluk vakti hissettiriyor kendini, omru hepi topu 4-5 saat. ikindide de usulca cekiliyor. genelde isitmiyor, ama iste parka yerine bir mont giydirecek kadar heyecanlandirabiliyor. tabi gunes gidince mi, ruya cabuk sona eriyor.

kis gunesini umitle, umutla eslestirmem zor. o kadar romantize edecek takatim yok. ama bir an parlayan, biraz isiltan birsey. daimi pesimizmimizin karanliginda bir anlik optimasyon belki. su birkac gunun heyecani olan isgal deneyiminin gurbet ellerde hissetirdikleriyle ust uste dusununce biraz daha enteresan bir hal aliyor acikcasi.

cuma'ya bizim ofisten hep duydugum, gayet sade, bilali bir uslupla okunan ezanin kaynagina gittim. karsi tepede, savastan sonra yapilmis, iki katli, dik catili sade evlerin arasinda bir ufak cami. tepeye cikarken kah evlerin arasindan, kah sirtimdan, kah karlarin uzerinden parlayarak selam verdi kis gunesi. yazin yakar, oysa kisin salt bir selam, bir tebessum gibi.

kis gunesini seviyorum sanirim. yahut gunesi sadece kisin seviyorum. onun icin belki de huzur biraz kisin uzun surdugu, karin kolay kolay kaybolmadigi sehirlerde, yerlerde bana. saraybosna su alemde karin en guzel oldugu sehir gibi. huzur da biraz burada sanirim.

Yorumlar

selim ka dedi ki…
auro-erotik

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül

felahçilar*

Aralık