saclarin ne renk marija?
"saclarin ne renk nurhan?" basucu kitabimiz mizraksiz ilmihal'den, ilhan'in nurhan'a muhabbetini acik ederken, icinden kopan bir cumle. tesetturun altinda zirhlanan guzelligin, sakli olanin estetiginin romantize bir disavurumu bir yandan. arzulanan ortulu bir bedense, onun sirri da sacta cisimlesiyor belki de. onun icin musluman oteki cinse dair fantezisini da sac uzerinden okumak mumkun olur. tabi bu imaniyla nefsi arasindaki savasi surdurmeye iddiasi olan bir kusaga dair.
kafamdaki ikinci fragmansa 97' capa tip fakultesi, muhtemelen patoloji kursusunde kitle dersi finali. cevikler kapiya barikat kurmus, ablanin biri yaklasiyor, yuzu al al. birden cekip cikariyor basortusunu, naylon kumasin altinda terlemis, alelacele yapilmis topuzu dokuluyor omzuna. arkadaslari canhiras bir cabayla yarim yamalak basortusunu tekrar ortmeye calisiyorlar. o ise bagiriyor, 'yeter artik...bunu mu istiyorsunuz...alin iste' diye... kizlar arkadan ciglik cigliga bagiriyor, erkekler herzamanki gibi ortaliklarda yok, cevikler bile lan ne bok yedik dercesine bakiyor. IHA kamerasi sallaniyor.
bizim filmde rahime karakterini canlandiran, trebinje'li sirp asilli oyuncumuz marija sette biraz rahatlamak falan icin basortusunu cikariyor arada. karavanda, makyaj odasinda yahut yemek yedigimiz yerde birden oylece karsima cikiveriyor. saclari nede kadar benziyor o ablaya, oyle topak topak olmus, topuzu garip bir sekil almis, hafif rengi solmus gibi. 'saclarin ne renk marija' diye haykirasim geliyor. bir tuhaf oluyorum, bogazimda birsey dugumleniyor...
Yorumlar
Fakat bu bır başka olmuş. 'sacların ne renk marija' diyerek bunca şeyi toparlamak ne hoş.