Cannes I: kotu filmler

cannes'da idik. bosna'da gecirdigimiz 4bucuk ayin meyvesini, fransa sahillerinde, kirmizi halida yedik. iyi oldu, guzel oldu, pek de hos oldu. gorgumuz acildi, kulturlendik. eseflendik, neselendik. filmhouse sarajevo ve kaplan filme bin tesekkur.

bayagi film izledik, cok kotu filmler izledik. ilk etapt onlari bir anmak isterim. islamofobik, oryantalist, kotu cekilmis, kotu yazilmis, Cannes'a secilmesi icin hicbir sebebi olmayan yapimlar. yapimci iliskilerinden midir, fonculuktan midir, isim sevdasindan midir, yoksa secicilerin malligi midir bilinmez, ama en merhametli yuzumle soyluyorum, vallahi de billahi de kotuyduler.

ana yarismaya hem davetiye sikintisi, hem smokin fobisi, hem de de program cakismalari yuzunden pek bakamadik. un certain'de birkac film gorduk, esas govdeyi quanzaine ve semaine filmleri olusturuyor. topuna lanet ederek basliyorum.


Reality: Garrone'yi Gomorra'nin hatirina bianen gittik seyrettik. yurttas kaneden beri yedigimiz bildigimiz hikayeyi, bbg evi ustunden cok yuzeysel ve inanilmaz geveze bi sekilde anlatmis. ne incelik, ne ustalik. epeyi kotuydu. sonuna kadar zor tahammul ettim. biraz biseyler vardi, katolik bi abi felan ama yenir gibi degildi. gidip odul verdiler, nanni moretti'nin cakma komunistligine veriyoruz.

<iframe src="http://player.vimeo.com/video/42291142" width="400" height="300" frameborder="0" webkitAllowFullScreen mozallowfullscreen allowFullScreen></iframe>

El Taaib: cezayirden muhtesem bir self-oryantalizm ornegi. eski gerilla abi itirafci oluyor, sonra da kucuk kizlarini kacirip infaz ettikleri aileden para para istemeye gidiyor. sonunda da orgut hepsini olduruyor. kucuk kizlari katleden cani islamci teroristler ve masum bir doktor, ve entel karisi, ve sarap, ve sigara, ve eski kitaplar. olun diyorum. FIS'in secimlerini taniyaydinizi o zaman. fransiz mali kuru propaganda. merzak allouache itirafci sensin esas.

<iframe src="http://player.vimeo.com/video/42419302?byline=0&amp;portrait=0&amp;color=91a400" width="600" height="338" frameborder="0" webkitAllowFullScreen mozallowfullscreen allowFullScreen></iframe>

Yek Khanevadeh-e Mohtaram: Mesud Bakshi'yi Aida'nin filminden taniyorum, saraybosnada gorustuyduk. Tahranda belgesel ve deneysel film merkezinin direktoru. sanat filmlerini falan desteklerler, efendi bi adamdi, pampasi da duzgun bi tiptir. fakat gidip korkunc bir rejim dusmani hem de islam dusmani film yapmis. abi kardes hikayesi, uvey baba da var. tabii ki uvey baba yobaz, dolandirici, zalim ve dinci. oglunu irak cephesine gonderiyor, o da sehit oluyor. anne babayi sucluyor. kardes yurtdisinda okuyor. yillar sora geri donuyor, babanin uvey ogluyla olaylar gelisiyor. hala kotu. filmin guzel tarafi iran-irak savasindan fantastik arsiv goruntuleri var. cok manipulatif kullanmis ama cocuk mucaidler falan epey vurucu. ozetle islam savas dinidire bagliyor. gecmis olsun diyoruz.

<iframe src="http://player.vimeo.com/video/42411608?byline=0&amp;portrait=0&amp;color=91a400" width="600" height="338" frameborder="0" webkitAllowFullScreen mozallowfullscreen allowFullScreen></iframe>

Infancia Clandestina: guzel arjantin filmi zannettik ama sulu sepken muzikli cocuklu babam ve oglum cikti. iste devrimci aile, cocuk dunyasi, ajitasyon, ilk ask tripleri. bir 'Fidelin Yuzunden' kadar bile olamamasi. yonetmenin anasini da infaz etmisler. ozel hayat pornografisinden oteye gecememis. yazik.

<iframe src="http://player.vimeo.com/video/41804382?byline=0&amp;portrait=0&amp;color=91a400" width="600" height="338" frameborder="0" webkitAllowFullScreen mozallowfullscreen allowFullScreen></iframe>

Operation Libertad: amator festivalci tribine gelip sinopsise kandik. 78'de isvicrede bir adam kacirma eyleminin arsiv goruntuler. meger senaryo hilesiymis. korkunc kotu ve klise devrimci figurler, deri ceket, esrar, ozgur ask ve plastik tabancalar. devyolculuk her yerde ayni. lanet ettik. ustune bir taraf gastesi vaazi da caba oldu. hayir abi hic mi delikanli devrimci yok, bu ne ya.avrupalilar helak olsun, andreas baaderin de ruhu sad olsun diyorum.


Yorumlar

Mehmet Erken dedi ki…
blog'un adına yakışır bir yazı. fikir, sanat, tasfiye

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül

Hakikati söylemek, toplumu savunmak

düğün ve nikahlara neden icabet etmiyorum