documentarist 2015: V. gun
Müzeler ve sanat tarihi hakkında bir filmden sıkıcı olması beklenir. Festivalde Ulusal Galeri 'yi kaçırmıştık. Bu iyi oldu. Film Viyana'daki Kraliyet müzesininin koleksiyonlarının yenilenmesini takip ederken, sanat eserinin teşhir ve tedavülüne, üretim ve metalaşmasına dair süreçleri de hiç büyük laflar etmeden tartışmaya açıyor. Filmde hiç sanat tarihçisi yok, kimse kameraya konuşmuyor, kamera usulca yöneticileri, restoratörleri, eksperleri, koleksiyonerleri, yerleştiricileri takip ediyor. Hatta kimi zaman ondan bile imtina ederek, Haneke filmlerinden aşina olduğumuz mesafeli bir pozisyona yerleşip öylece seyrediyor. Festivalde launch yaparken ilk kez saatime bakmadığım, öylesine kaptırdığım ilk film bu oldu açıkçası. Belgesellerin ciddi bir kısmında var olan ritim sorununu hiç yaşatmayan, üstelik doğru düzgün bir metni bile olmayan -meselesi değil!- bir film. Bunun arkasında da ince bir zanaat yatıyor. İlginçlik peşinde koşan, temasının orjinalliğine yaslanan filmler bir ...