neresindeyim?

Yeni Türkiye'nin neresindeyim?

bu kesik dansın neresinde?

çemberin içinde miyim, yoksa tam ortasında mı?

hakkaten felah var mı bu yeni nizamda, yoksa eskinin basit bir yeniden-üretimi mi sözkonusu olan.

taşlar yeniden karıladursun, her 'yükseliş' dönemınde olduğu gibi, çürümenin, erimenin,

çıkışsızlığın ve tıkanmanın hikayesi bize kalan.

sanırsam bu epik şizofreniden sığınacak bir hira'mız da yok.

geriye hikayemizi terennüm etmekten maada çare kalmıyor.

inşallah, pek yakında bir zamanda;

"Senin Hikayen"

...

edit, 10Ağustos 2016:

beş yıl önceki bu prologun ardından aynı soruyu kendime tekrar sorarken buldum kendimi

15 Temmuz'dan sonra, bu kez gerçekten kurulan ve kökten bir şekilde, köklü bir kopuşun eşiğinde

hakikaten Yeni bir Türkiye. girmediğim hiçbir istihdam ilişkisi, rabt ve zapt olunmadığım herhangi

bir iktisadi bağ, ailevi, sosyal, kültürel her türden bağımlılığın dışında, aidiyetlerin ötesinde ve

zaten doğup büyüdüğüm semti çoktan terk edip, özgür Ülke'ye hicret ettiğim bir demde tekrar sual,

Neresindeyim?

çizgi tekrar çizildi ve ben gene berisindeyim, bağzı dost ve yoldaşlarla gene.

tanklara kafa atanlarla, taş atanların buluşamadığı yerde, ötesindeyim gene yazılan ve yapılan tarihin.

inkar edilen tarihin, biteviye yok edilen hatıranın, unutulmaya murad ve hatırlanmaya mahkum bir

hafızanın ortasında, buluşulamayan hattın müdafiiyim.

herkes kendi hikayesini anlatır, hikayeyi kendine yontarken müştereği aramak hülyasındayım.

o filmi hala çekemedim, başka filimler peşindeyim, kazmakta ve eşelemekteyim.

kervan çoktan göçtü ve kaldığım dağ başı akresta geçidinin ötesidir.

yeni bir hicretin arefesinde artık bir yere ait olmamaklığımızın idrakliğinde, yersiz-yurtsuzluğumuzun

ye'sinde, yitik zamanın, kayıp mekanın ve cümle gidenlerimizin yasında mükererren sorup

durmaktayım hala;

Neresindeyim?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül

felahçilar*

Aralık