hüsn-ü şehadet
Küçükken çok şehadet marşı dinledim, fakat bi şehidin ardından şahitlik etmenin bana düşeceğine ihtimal vermezdim. Ne var ki, 'Nepal'de de müslüman mı varmış' diyerek çıktığımız Ramazan seferi meğerse bir şahitlik yolculuğuymuş aynı zamanda. Faizan Ahmad ile İHH'nın Ramazan 2011 kampanyası vesilesiyle, Nepal ziyaretimizde tanıştık. Ufak tefek, biteviye mütebessim, nazik ve birikimli bir Müslüman'dı. Asya ve Afrika'da, İHH kampanyalarında tanıştığım pek çok teşkilat adamından daha farklı bir yapısı, idrak ve inşa kabiliyeti vardı. Muhatabını iyi dinleyen, buna mukabil derdini de iyi anlatan, insanların şahsiyetine saygı gösteren, ama toplumsal sorumluluklarının bilincinde müdahelelerden de kaçınmayan bir yaklaşıma sahipti. Katmandu'da öğle namazını eda etmek üzere, geçtiğimiz Salı sabahı şehid edildiği Kaşmiri Mescidi'ne girdiğimizde, üzerimdeki tişörtü kastederek şöyle bir uyarıda bulunmuştu bana, "Mustafa kardeşim, bilemiyorum ülkeni...