The Love of Books: A Sarajevo Story

babam bosnaya geldiginde anlattiydi hikayeyi, ilk ondan duymustum. savasta milli kutuphane yanmasina karsin, gazi husrev begova kutuphanesindeki kitaplar, dedonun biri sayesinde kurtuluyor. kendi kendine degil tabi, amcamiz kitaplari bombardiman altinda bir oraya bir buraya tasiyip duruyor, zarar gelmesin diye hergun kontrol ederek bodrumdan bodruma gezdiriyor, hatta viyana'dan binbir guclukle bir mikrofilm makinesi getirttirip kusatma altindaki sehirde, kesilip duran elektrikle basa cikmaya calisarak kitaplarin mikrofilmlerini cikarttirmaya ugrasiyor.

hikayeyi biliyorduk, sagolsunlar elcezire tayfasi belgeselini yaptirmislar ingilizlere. basarili canlandirma sahneleriyle baya film gibi olmus. ozellikle kongodan gelen kutuphane bekcisinin hikayesi baya fantastik. tabi belgesel salt kitaplarin kurtulusunu degil, kusatmayi, 'bir direnis formu olarak yasama'yi (bunu kutuphaneyi temizleyen teyze soyluyor, fuko degil abi) hafizayi, yitimini de anlatiyor. ana akima yakin bir dili olsa da, benim hosuma gitti. hikayemizdir...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül

felahçilar*

Aralık