İzliyorum: Cemal Kafadar'la Kul Sohbetleri

altyazi okurlari 'izliyorum' kosesini bilirler; film ustune her telden bir tur yuvarlak masa sohbeti. bu ay cemal hocayi konuk etmisler, suleymaniyede istanbul manzarasinda guzel bi sohbet olmus. hoca inanilmaz kafalar aciyor, hareketli temasa sanatinin icadindan evvel Osmanli'da gorsellik mevzularina giriyor, actikca aciyor. ugur tanyeli'nin turkiye'nin gorsellik tarihine giris metniyle paralel okunabilecek, cok kiymetli, zengin, ufuk acici bir soylesi olmus. altyazi ekibine ve videoyu ureten kamara ekibinin ellerine saglik.



benim icin 'tarih nedir?' sorusunun, neyi sorar kaygisinin karsiligi cemal hoca'nin 'kim var imis biz burada yog iken' diye alintiladigi itkinin asagiya yansiyan izdusumunde. hoca mevzuyu, meseleyi, 'ne'ligi, cok hos bir ornekle ozetlemis, ufuk aciyor, idrak hasil oluyor...

... genel olarak, 11-15 yüzyıllara arasında 'iki cihan âresinde' yeni bir medeniyet yaratırken 'taş ü toprak âresinde bile yapılan' insanları anlamaktan çok uzağız gibi geliyor. şöyle bir sahneyi anlayabiliyor muyuz gerçekten: ' kafir iman getirdi müslüman oldu. balı çörekle yediler. ayağa kaltılar, üç kez semah tuttular'? bunları yaşayan insanlar 'sekiz uçmak içindeki köydenim' derse, gönüllerinin "ha deyince hayran olduğu" söylerse, onlara inanılır elbette. onların kapısına taşlar da gider, kuşlar da. zamane insanı kendini çok dilli çok kültürlü olmakla ortaçağlılardan çok daha ileri sayarken aceleci davranıyor galiba. o yüzyılların 'kamuoyu önderleri' unutmayalım ' dört kitabı yetmiş iki dili' öğreniyorlar büyürken (melik danişmend, sarı saltuk vb.) ıhlara vadisinde bir duvar resmi vardır, gözümün önünden gitmez: külah giymiş def çalan keşişler. işte o keşişlerle düşüp kalkan, onlarla isa'yı musa'yı tartışan, birlikte 'caz yapan' insanlar"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül

felahçilar*

Aralık