festival güncesi-I: 11 Yaşındaydım


ilk filmi yolculuk vesilesiyle patlattık, açılışı Wang Xiaoshuai abimizin '11 Yaşındaydım' filmiyle yaptık. 'pekin bisikleti'ni 'lou ye'yi MAFM raflarından patlattıydık. yeni dalgasına aşinayızdır. wang abi de biraz frankfurtçu, biraz postyapısalcı, o da kayıp düşleri, yitik zamanın trajedisine yanık. amma velakin son filmi iyiymiş. bir babam ve oğlum değil yani, harbici film.

biraz bizim 'bal'ı da andırmıyor değil, okul, arkadaşlar -bi şişko, biz ezik, bi dörtgöz biraz amerikan klişesi ama olsun, tombalak can mesela- ilk aşk, büyüklerin dünyası, arzulanan ve yitirilen bir nesne. arka planda da olaylar, olaylar.

kültür devriminin boka sarışı, partinin yozlaşması, yitip gidenler, kaybolanlar, pus felan ara ara fazla fukocu ama fena da değil. bazen tabi adamlar iyi de yapmış diyesim de geliyor. kaç milyar abi, neyle besliycen? ama işte insaniyet felan zor bir yandan.

filmin ritmi, mesafesi tadında. çok göz boyamıyor, uçup kaçmıyor. joueh'nin abisinin infazını göstermedi mesela, wang han'ın yüzüne kesti, bitirdi planı. candır.

filmin insan bıraktığı hissiyatlar genel olarak müspet yani. wang abiye, 6. dalgaya bin selam. darısı bizim 90'ların başına diyelim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül

felahçilar*

Aralık