festival notları-III




Die Frau Des Polizisten Die Grosse Stille adlı efsane belgeselinden bildiğimiz Philip Gröning'in son uzun (!) metrajı. Kutsal aile mefhumunun köküne kibriti çakan 175 dakikalık bir atar. Genç bir evli çiftin, saadet dolu yuvasının hırs ve arzuyla nasıl çatırdadığına dair epey Haneke'ci bir yapı ortaya koyuyor Philip reyiz. Filmin görüntü yönetmeni kendisi. Belgeselinde de öyleydi. HFF Münih mezunu reyiz, zanaatına hakim maşallah. Çok nevi şahsına münhasır, temiz bir atmosfer yaratmış. Kolaylıkla melodramatik bir tuzağa dönüşebilecek unsurlardan ustaca sıyrılmış. Filmi Haneke'nin L'amour'u ile beraber genç çiftlere eğitim çalışması olarak seyrettirmek lazım. Torrentten çökertin seyredin derim.




Mahmelbaf'ın Nun va Goldoon filmi Baysıkılran ile başladığı İslam İnkilabı'na dair özeleştiri serisinde son halka olarak okunabilir. Bundan sonraki yapımlarında Mahmelbaf yavaş yavaş inkilabın eleştirisinden, rejim muhalifliğine ve düşmanlığına kadar giden bir yola girecektir. Kandahar ile beraber bu hattı açıkça deklare olunur ve nihayetinde yurtdışına kaçar. Filme dönersek oldukça otobiyografik bir mahiyeti olan, yönetmenin kendi hafızasında bir arkeoloji ve yeniden pratiği olarak okunabilecek bir çalışma olduğunu söylemek mümkün. Mahmelbaf'la kuzeni arasında geçen diyalogların "aslı" ile "tekrar"ı arasındaki fark, 17 yaşındaki Mahmelbaf'la inkilabdan yirmi yıl sonra 40 yaşındaki Mahmelbaf arasındaki farkın da temsili bir bakıma. Yönetmenin kendine, kendi geçmişine dair bu çabasını, onu yeniden canlandırma, mimik etme edimini ve tüm bunları hikayeleştirme yöntemini çok sevdim. "Kendi hikayesini çeken yönetmen" filimleri genelde, kabız, klişe işler olurlar. Nun va Goldoon bizzatihi iyi bir film olmanın ötesinden, sinemanın kendine, temsil meselesine, yönetmene ve kişiliğine dair de epey iyi kafa patlatıyor. Doğru dürüst bir kopyasını bulup tekrar seyretmek lazım.

Sacro GRA, um filme de Gianfranco Rosi from Leopardo Filmes on Vimeo.

Sacro Gro, post-Gezi sürecinin de gazıyla, mekan ve coğrafyaya dair genel fantezimizle inandığımız bir filim oldu. Ne var ki beklentiyi karşılamaktan uzak, parçalı ve çoğul yapısının, iddiasının altında kalan, Çevreyolu'nun aslında birbirine bağlamadığı hayatları, sinematografik olarak da bağlayamayan bir hal arz ediyor. Bu "bağlayamama" meselesini bizzatihi bir başarı, artistik bir patinaj olarak gören arkadaşlar olabilir, ama açıkçası temel sinemacılık zanaatlarından bu derece feragat ederek yapılacak okumaların, filmleri bu derece serbest salınan "metin"lere indirgeyen film çalışmaları perspektifini o kadar benimsemiyorum. Filimciyiz nihayet. Avangardlık edecekseniz gidin Godard abinizin elini öpün, filmlerinden ilham alın. Misal 2 Ou 3 Choses Que Je Sais d'Elle'in giriş sahnesi buna bin basar. 

2 or 3 Things I Know About Her - Part 1 (Jean Luc Godard, 1967) from Adriana Valdez Young on Vimeo.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül

Hakikati söylemek, toplumu savunmak

düğün ve nikahlara neden icabet etmiyorum