Documentarist Notları-III



Michael Glawogger, kol emeği bitti devir beyaz yakalı devri teraneleri ayyuka çıkarken, dünyanın izbelerinden işçi sınıfının en altındakilere dair beş portre getiriyor perdeye. 16 mm coşkusuyla epik görüntüler ve inanılmaz güçlü imajlar. İyi bir perdede seyretmek lazım.

"İki Şehir Bir Hapishane" Şam'da çocuk cezaevinde yapılan yaratıcı drama çalışmalarına katılan çocuk mahkumların anlatılarından ilginç kesitlerle bir kolaj yaratıyor.

سورية : يوميات الزمن الحاضر Syria : Snapshots of History in the making from abou naddara on Vimeo.

Seyrederken bana epey Bosna'yı çağrıştıran, demek ki savaşın ve kuşatmanın haleti ruhiyesini yansıtmayı, muhasara altındaki halkın hissiyatını aktarmayı beceren bir film bu. Bilhassa savaşın farklı kesim ve aktörlerini bir araya toparlamayı ve son kertede "konuşamayan" kahramanların sözlerinin bittiği anları iyi derleyen bir çatısı var. Etkileyici.

Beppie (Johan van der Keuken, 1965) from Tlatoani Claudio on Vimeo.

Van der Keuken'e biraz mesafeliyim. Abide Godard tripleri var, montaja abanıyor. Bazen bu kolajlardan Chris Marker kafaları da çıkıyor. Belki de bu kuşağın kafası böyle bilemiyorum. Pek seyir zevki vaad etmiyor. Bununla beraber modernitenin kimi tezahürlerine dair bazen kıvılcımlar çaktırabiliyor. Bu filimde, tüm çocuklu filmlerde olduğu gibi hümanist bir yan var. Bizim İran'dan bildiğimiz mevzular aslında tüm bir 60'ların ortak teması. Abi de oradan yürümüş. Kızın hafif maskülen atakları, serseriliği, flaneur hali ilginç.



Maryse Gargour Jafa'lı Hristiyan Arap bir aileye mensup, frankofon bir abla. Tarihsel belgeseller yapıyor, Filistin ve Arap dünyası meseleleri etrafında dönüyor. Biraz "biz barbar değil medeni bir milletiz" tavrı var ufaktan, seküler/ Hristiyan Arapların ortak tavrı olan. Bu filmin hikayesi ise bir gösterimde onunla tanışan Dr. Barboure'in çocukları sayesinde oluşuyor. İyi arşiv malzemesi ve vasat röportajlarl anlatısal olarak gayet sıkıcı, bununla beraber bizim gibi arkeolog ve sempatizanlara ilginç fragmanlar vaad eden bir film.


The Reading Lesson by Johan van der Keuken... paylaşan: medicitv

Amsterdam'da çocuklara okumayı görsel bir metodla öğreten yeni bir okuldan çocukların "görme biçimleri"ne Şili'de Allende'ye yapılan Pinochet darbesinin imajları üzerinden bakan ilginç bir belgesel. Semiyoloji ve temsil meselesi için güzel bir alıştırma.



Kerala'dan paganlıklar, putperestlikler, gelenekler. Seyrederken epey Apichatpong etkisi yarattı. Bu da galiba oryantalizmi bir parça kırabildiğine delalet. Bununla beraber diyalogsuz yapısıyla ilginçliğin sınırlarında seyir limitlerini zorluyor. Bu Keuken abi orjinal adam.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül

Hakikati söylemek, toplumu savunmak

düğün ve nikahlara neden icabet etmiyorum